ErGeNeKoN |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|

azat et beni ey umarsız sevgili!!!
gözlerinden kar taneleri damlarken yüreğime, ben sadece sıcak kollarını düşlemekle yetiniyorum. yetinmelerim yetemiyor içimin ısınmasına. bi kerede çıkacak sözcüğe bakıyor ecelim. tasvirler zorluyo algılarımı. algılayamamanın alıklığıyla sırıtıyorum bu aşkın yüzüne. okkalı bi şamar iniyor kalbime, tirtir titriyorum. tiz çığlıklarıyla tırmalıyor umudum. her çizik mahpus günlerini hatırlatıyor. azat et ki, kanayan kanatlarımla sana geleyim sen iyileştir beni parmak uçlarınla ,acele etme ama...İstersen azad etme beni sevgili!!! sarıp sarmala,kirpiklerinde büyüt beni kar taneleri gibi. kilitle beni gönlünün altın kafesine, ruhunun bülbülü olup senden haberler vereyim sana seni anlatamazsam eğer; yine tek bi kerede çıkacak sözcüğünle azat edip beni, cehenneme gönder.........

gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum..
bütün acılarımı vurup sırtıma
umutları bırakıp başucuna
ıtırları, menekşeleri, kırgüllerini bırakıp
şiirlerimi sarıp bohçama
yüreğimin yangınına gidiyorum
hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal.
gidiyorum
gözyaşlarımı papatya diye saçlarına takıp
yüreğimdeki yağmurlarla bir ırmağa akmaya gidiyorum
içimde yeşerttiğim tüm çimenler sana kalsın
sana kalsın baharçiğdemleri, kırgelincikleri, kırkkanatlılar
gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum.
gidiyorum
başımda gam, gözlerimde nem
bütün hatıraları bırakıp geride
usulca çekip kapıyı ardımdan
alıp başımı gidiyorum buralardan
şafak sökmeden kimseler görmeden
yağmurun yağmadığı çöllere gidiyorum
sevgi dolu yüreğimi bir ıssızda yakmak için.
gidiyorum
bir bilinmeze doğru
hem yol, hem yolcu olmaya
acılarımla başbaşa kalmaya gidiyorum
bütün yıldızları takıp kanatlarıma
bir kelebek gibi özgür olmaya gidiyorum.
yüreğimin sızılarında damıttığım her şiiri bin kez öperek
ve sökerek sevgiden yana ne varsa göğsümde
gecelerin zifiri saçlarında kaybolmaya
bir ceylanın gözlerinde ağlamaya gidiyorum.
bütün borçlarımı ödedim alacaklarımı erteledim
artık ne diyecek bir sözüm kaldı sevdiklerime
ne okuyacak bir şiirim
gözlerimin içindeki iki damla gözyaşı gibi
bakmadan ardımdaki uçurumlara
alıp götürüyorum yüreğimdekileri de
hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal.
hoş çakal bahar``ım hoşçakal balım...

bir gün kahrolacaksın….
bu gidiş nereye veda etmeden, demek karar verdin ayrılacaksın. yalwarıp kal demem git güle güle nasılsa hatanı anlayacaksın . giderken gerçeği göremez insan gururudur kalpleri o karartan, bir başka sewdaya düştüğün zaman nasılsa sen beni arayacaksın. aradan mevsimler geçmiş olacak pişmanlık kalbini çalmış olacak, mutluluk saatin dolmuş olacak maziye kahrolacaksın….

kıyamete kadar kapattım kalbimi….
artık sözcükler bile ifade edemiyor yalnızlığımı. kaybolmuşum koca bir boşluğun içinde kendime sığınacak bir liman arıyorum. arıyorum ama….. duygularım oyun oynuyor bana onlarda yalnız bırakıyor… hep olduğun gibi off yüreğim offf taşıyamıyor artık bunları, eziliyor, canım yanıyor. yalnızlığımla yalnızlığımı harmanlıyorum sözüm ona yaşıyorum. sitem ediyorum çoğu zaman kendime, var olmaya çalışıp ta aslında sadece rolünü oynadığım şu hayata… hayatımın ritmi bile aynı hep aynı. değişen hiçbir şey yok. sözcükler aynı, bakışlar aynı sevip sevmediğim ne varsa aynı. aslında hiçbir şey aynı değil aynı olan yüreğim o kadar aciz kalmış ki… artık ne yüreğim kimseye ait olabilecek, nede yüreğini sarılabileceğim birini isteyeceğim… hapsolmuşçasına yüreğim. unuttum kendimi artık eski gülüşleri, sıcak sevmeleri, duygulu bakışları, unuttum artık unutturdular, yaşamaya dair hiçbir şey bırakmadılar karanlıklara gömdüm gömdüm çünkü yüreğimin yalnızlığını sadece o girebilir sadece o merhem olabilir. şimdi tozduman, paramparça yalnızlığım kör etmiş artık gözlerimi, parçalanmış yüreğim....

artik senİ unuttum…!
artık sensizliği umursamıyor muyum nedir? geceleri hala aklıma geliyorsun ama ne hayallerimde nede rüyalarım da istemiyorum artık seni… seni hatırlatan her anı, her şarkı, beraber gidilen her köşe başı bana boş ve manasız geliyor… kimdi bunlara her baktığında ağlayan? yüreğinin kanamasından nefes alamayan… ben mi? ara sıra senden haberler geliyor, gözlerime bakarak anlatıyorlar. acımı görmek için, bundan zevk almak için… onlara bakıyorum… anlattıkları sana deli gibi aşık olan bana değil ki… kime anlatıyorlar seni? ben seninle vardım, ben sende kayboldum, ben sende yok oldum… yerime gelen seninle ilgilenmiyor ki… ufak da olsa bir ipucu arıyorlar gözlerimin içinde… ama artık bulamazlar… kim seni sevdiyse o senin gidişinle öldü… yeni birisiyim artık ben… hiç bir şey acıtmıyor canımı… seninle birlikte duygularım da gitti benim. gözümden bir damla yaş akmıyor, kanayan bir yüreğim yok artık… bunun için mi girdin hayatıma… benden yeni bir ben yaratmak için mi? eski ben bu dünyaya dayanamayacak kadar mı zavallıydı ki bir an önce yok edilmesi gerekiyordu? görevin bu hayata devamımı sağlamak mıydı? görevin beni yüreksiz bırakmak mıydı? umarım başarının zaferini yudum yudum içiyorsundur… umarım aldığın yüreğimi tepe tepe kullanıyorsundur… nasıl olsa o hep senindi… yarattığın yeni ben’in artık ne sana ne bir yüreğe ihtiyacı var…

yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. kapıları kapatmışım üstüme, sürgülerİ beynime çekmİşİm.

gecenİn güneşİ
gecenin güneşi batarken, tespihimin ucundan yorgun sabahlar dökülüyordu. uzaklardan bir selam, adam gibi bir ayrılığa davetti. kaç bin yıldız ağlamıştı bu kış gecesinde... baykuş çığlığında alacakaranlık çökerdi. dudakları okşuyordu dağ rüzgârı. bir bilinmez öykü gibi... doldum ve taştım anılardan. yoktu kimse gecenin güneşinde. gözlere emanet bir ev vardı çok uzaklarda. ağlarken, gülerken yalanın hiçbir değeri yoktu. gecenin güneşi batarken... tespihimin ucundan yorgun sabahlar dökülüyordu.

bu ne dünya dünya hayindir..
1 kere bile halimi görmüyor görmedi...
seni görmesem ben kızgın ve öfkeliyim...
gel mezarıma gül ek...
gel mezarıma gözyaşı dök...
gel mezarıma unuttuğunu gör.... bu ne fermandı basımıza geldi....
birbirimizden ayırdı...
birbirimizden soğuttu...
mezarıma gel gül ek mezarıma gel gözyaşı dök mezarıma gel unuttuğunu gör…

yolun acık olsun..
ayrılık İstemiyorum diyerekten yumdun gözlerini, ben ağlıyorum, sen ise üzgün
farkındayım bir kenara attın bütün duygularını
beni bırakıp gitmek istiyorsun ...
gitme deyemiyorum biliyorum gideceksin
buraya kadarmış demek yolun açık olsun..

eğer gözyaşım fayda etseydi ona gider miydi ardına bile bakmadan uzaklara......
yağma be yağmur. İçim üşüyor. islatma toprakları. attığım her adım daha da ağırlaşıyor. kokun sinmesin çiçeklere. çoktan unuttum içime derin bir nefes çekmeyi. çoktan unuttum ardından görünen gökkuşağının renklerini. serinletmeye çalışma boşuna içimi. İstesen de beceremezsin yorulma boşuna. yağma yağmur. çek git yoluna esme be rüzgar. uğulduyor kulaklarım. takatim yok itme beni. titriyor bacaklarım. bilmem hangi melodidir fısıldadığın. duymuyorum. uzun zaman oldu işitmiyorum hiçbir sesi. çek elini eteğini dalların üzerinden. eğme boynunu. koparma yapraklarını. bırak her biten ot her yeşeren yaprak yerinde güzel. çalma! yerinden yurdundan etme hiç birini. kimseler yok işte sokaklarda. issız her yer senin şansına esme rüzgar. çek git yoluna. geçme be zaman. sabrım bitiyor. dur olduğun yerde. her şey uzaklaşıyor. unutturma bana çektiklerimi. unutturma özlemiyle divane ettiklerini. alışmaya çalışmadım hiç. vazgeçmeye çalışmadım. henüz çok taze yaram. bırak kanasın. bir gün dönmez biliyorum. bekletme boşuna. geçme zaman. çek git yoluna. akma be gözyaşım. yüreğim yanıyor. değmez bir vefasız için heder olmana. eğer gözyaşım fayda etseydi ona gider miydi ardına bile bakmadan uzaklara. kıyamadığı kopamadığı onsuz yapamadığıydım hani? yazık. ne boş sevmişim meğer. ne boş yanmışım. sanma bu benim ilk aldanışım. bakma gözlerime çoktan perde indi üstlerine .bakarsam dayanamam ağlarım sarılma ne olur böyle bir şefkat fazla bana hep isterim sonra, alışırım sevme be güzelim beni. gönül sayfamı çoktan kapadım dokunma sakın bana. yüreğim yaralı. seninde canını acıtırım...........
hoşça kal suyundan çimdiğim dere
kana kana içtiğim pınar
say ki yaşamadım bu yerlerde
nazlı çiçeklerini okşamadım baharın
bozguna uğramış bir bostanın hüznüyle
bir yaprağın ürpertisine yazıp ömrümü
çekip gidiyorum buralardan.
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 1 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı!
|
|
|
|
| | |